[email protected]
+90 539 470 84 19
Hemen Teklif Al
  • Anasayfa
  • İLK-SER Bölümler
    • İLK-SER Oto Bakım
    • İLK-SER Mağaza
    • İLK-SER Destek
    • İLK-SER Forum
  • Hakkımızda
    • Sıkça Sorulan Sorular
    • İş Ortaklarımız
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
  • Blog
  • İletişim
  • Anasayfa
  • İLK-SER Bölümler
    • İLK-SER Oto Bakım
    • İLK-SER Mağaza
    • İLK-SER Destek
    • İLK-SER Forum
  • Hakkımızda
    • Sıkça Sorulan Sorular
    • İş Ortaklarımız
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
  • Blog
  • İletişim
  • Anasayfa
  • İLK-SER Bölümler
    • İLK-SER Oto Bakım
    • İLK-SER Mağaza
    • İLK-SER Destek
    • İLK-SER Forum
  • Hakkımızda
    • Sıkça Sorulan Sorular
    • İş Ortaklarımız
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
  • Blog
  • İletişim
  • Anasayfa
  • İLK-SER Bölümler
    • İLK-SER Oto Bakım
    • İLK-SER Mağaza
    • İLK-SER Destek
    • İLK-SER Forum
  • Hakkımızda
    • Sıkça Sorulan Sorular
    • İş Ortaklarımız
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
  • Blog
  • İletişim
SEO
Anasayfa Yazılım Archive by Category "SEO"

Category: SEO

WebSEOYazılım

SEO Uyumlu Makale Nedir?

SEO uyumlu makaleler, kullanıcılara göre yazılmış makaleler olarak tanımlanabilir. Kullanıcıların yazdığınız konuyu nasıl arattığını araştırıp “keywordleri” mümkün olduğunca kullanmak gereklidir. Ancak tabii ki de bir sürü anahtar kelimeyi makaleye monte edeceğim derken okuyucuya okunması zor paragraf yığınları sunarsanız bir diğer SEO faktörü olan siteye giren ziyaretçilerin hemen çıkma süresi parametresi yükselir. SEO uyumlu makale yazmaktaki asıl amaç, arama motorlarının içeriğinizi daha rahat bulmasını ve analiz edebilmesini sağlamaktır.

               Özgünlük kelimesini burada ne kadar vurgulasam az. Sitenizdeki makaleleri başka makalelerden kopyalayıp yapıştırarak kullanıyor veya az biraz değiştirip kullanıyorsanız yaptığınız bu hareket Google tarafından algılanır ve SEO puanınız dibi boylar. Sitenize trafik çekemezsiniz.

 En iyi SEO uyumlu makaleyi yazmak için doğru ayarı bulmanız gerekmekte, yemek yapar gibi. Kullanıcıya özgün ve sade bir içerik aynı zamanda uygun keywordler kullanmak ama dozunu kaçırmamak gerekiyor.

SEO Uyumlu Makale Nasıl Yazılır?

Tabii ki de yazacağınız konu hakkında bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Sonrasında ise Google adwords ile “insanlar şu an yazdığım x konusunu nasıl aratıyor?” sorusuna cevap bulmalısınız. AdWords’e benzeyen bir sürü site var internette istediğinizi kullanabilirsiniz. Bulmuş olduğunuz terimler “Semantik arama terimleri” olarak geçiyor.

Daha sonrasında ise bulmuş olduğunuz kelimeleri makalenize eklemeniz daha çok ziyaretçi çekmenizi sağlayabilir. Başlıkta olmasına da gerek yok, yazmış olduğunuz paragraflarda da SEO uyumlu makale nasıl yazılır? Şeklinde geçirebilirsiniz.

Google arama motoru optimizasyon temelleri’ne göre “Özgün ve kaliteli” içerikler tüm kriterler arasında en önemli olanıdır. Ancak birlikte diğer maddelere de bir göz atalım:

  • Konu hakkında bilgi sahibi olun.
  • Anahtar kelimeleri araştırın ve implemente edin.
  • (Konudan Sapmayacak Şekilde) Yaratıcı başlıklar oluşturun.
  • Çok uzun veya çok kısa yazmayın(500 ila 2500 arası sweetspot).
  • Site içi linkleme yaparak kullanıcıyı sitenizde tutun.
  • Çok fazla anahtar kelime kullanarak içeriği zorlaştırmayın.
  • Mümkünse kendi görsellerinizi tasarlayın.
  • Başlık,açıklama, manuel kısımlarını doldurun.
  • Yazım kurallarına özen gösterin.
  • Kısa ve Akıcı Cümleler Kullanın
  • Argo kelimelerden kaçının.
  • Web sitenizin konusu ile ilgili makaleler yazın.
  • Eskiden yazmış olduğunuz içerikleri güncelleyin.

Makalemin Özgünlüğünü Nereden Test Edebilirim?

               Bunun için internet üzerinde ücretli ücretsiz bir sürü site var. Ücretli sitelerin genelde düşük bir kelime sınırı (500 gibi) oluyor ve içerisindeki bazı özellikleri ücret bariyerinin arkasında saklıyor. Eğer yeni başlamak istiyorsanız bu sitelerde 2 3 ay boyunca ücretli üye olarak içerisindeki özelliklerden faydalanabilirsiniz. Ücretsiz ve 1000 kelimeye kadar destekleyen siteler de var. Eğer makale yazma konusunda biraz bilginiz varsa oradan özgünlük oranınıza bakmak sizin için yeterli olacaktır. %80 ve üstü özgünlük oranı güzel, %90 ve üstü ise harikadır, ancak diğer sitelerle benzer konular yazıyorsanız başlıklar benzeyecektir. Daha sağlıklı bir ölçüm için başlıksız versiyonunu teste sokmanız ve asıl içeriğinizin özgünlüğüne bakmanızı tavsiye ederim.

 

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 4 Mayıs 2023 0 Yorum
SEOSunucu - ServerWebYazılım

Cache Nedir? WordPress Cache Eklentileri ve Özellikleri

Cache, Web sitelerine büyük hız kazandıran ve kullanıcı deneyimini zenginleştirebilir, site trafiğini arttırabilir ve arama motorlarında ön sıralarda yer almanızı sağlayabilir. Ancak WordPress’te bulunan cache eklentilerinden önce önbelleğin ne olduğunu açıklamakta fayda var.

Cache (Önbellek) Nedir?

Türkçede ” önbellek” olarak kullanılan cache, ziyaret ettiğiniz web sitesinin bilgilerini internet tarayıcınızda geçici olarak saklanması işlemidir. Daha önce ziyaret edilen sayfalara tekrar ziyaret edilmesi durumlarıda büyük bir hız sağlayan önbellek, SEO çalışmaları açısından da büyük önem taşımaktadır. Web sitelerinin hızlı açılması ve içeriğini kullanıcıya diğer rekabet ettiği sitelerden daha hızlı sunması sitenizi üst sıralara taşıyacak bir etkendir.

Verilere bakıldığında, bir siteyi ziyarete gelen insanlar 2 saniyeden daha uzun bir sürede açılan sitelerden ayrıldığını gösteriyor. Bu nedenle yüksek performans göstermesi ve daha fazla ziyaretçi çekmesi gereken sitelerde Cache uygulamasının uygulanması büyük önem taşımaktadır. Açılması en uzun süren içerik, görsel içeriktir. Bu nedenle Cache uygulaması görsel içerikli sitelerde ciddi bir performans artışı yaratır.

 Önbellek özelliği, ziyaret edilen web sitesinin verilerini saklar. Bu sayede aynı cihaz tekrar aynı siteye ulaşmaya çalıştığında önbellekteki verilerden faydalanır ve web sitesi eskisinden daha kısa sürede açılır. Aynı zamanda Önbellek sayesinde kullanılan bant genişliği azalır ve sunucuya daha az istek gider. Bu sayede web sitesi açıldıktan sonra bile hızlı bir performans göstermektedir.

Önbellek Neden Kullanılır?

Önbellek kullanmanın temel amacı, ziyaretçi deneyiminin kalitesini artırmaktır. Önbelleğe sahip web siteleri daha hızlı performans gösterir ve ziyaretçilerin beklentilerini daha hızlı karşılar. Sitede gezinmede de etkili olan önbellek, ziyaretçinin girdiği sitenin hızından memnun kalmasını sağlayarak web sitelerinin tıklanma oranını artırır.

Önbellek, özellikle güncel içeriğe sahip ve düzenli olarak yenilenen siteler için son derece kullanışlıdır. Haber, e-ticaret ve kurumsal şirket siteleri gibi kullanıcı deneyiminin çok önemli olduğu site türlerinde Cache yapılmaması, ziyaretçinin rakip sitelere kaptırılmasına neden olabilir. Bu nedenle rekabetin yoğun olduğu sektörlerin sitelerinde Cache çalışmasına başvurulması önerilir.

Önbellek de SEO kriterleri arasında önemli bir yere sahiptir. Hızlı açılan siteler, tek başına hızlarıyla bile arama motoru sonuçlarında yavaş sitelerin önüne geçebilmektedir. Bu nedenle rekabetin yoğun olduğu sektörlerde öne geçmek isteyen kurum ve web sitelerinin site hızlarına çok dikkat etmesi gerekiyor.

Önbellek Nasıl Çalışır?

Gelişen teknoloji ile birlikte son derece akıllı hale gelen önbellek uygulamaları, kullanıcı hareketlerini ve tercihlerini tahmin etme prensibi ile çalışmaktadır. Site ziyaretçisinin önceki hareketlerini analiz eden ve böylece bir sonraki adıma hazırlanan önbellek eklentileri, çekirdeğe gömülü olarak kullanılır ve bu nedenle anakart yükünü artırarak bilgisayar performansını olumsuz etkilemez.

Bilgisayarlar, bir web sitesine girildiği anda, sitenin verilerini önbelleğinde bir HTML dosyası olarak biriktirir. Bu uygulamaya tarayıcı tabanlı önbellek denir. Site tarafından bilgisayara veri yükleme işlemine sunucu tarafı önbellek denir. Geçici sunucu tarafı önbelleği, sitenize ekleyeceğiniz Önbellek uygulaması ile oluşturulur.

Web siteniz için seçeceğiniz Cache uygulamasının sitenize uygun şekilde optimize edilmiş olması gerekir. Yanlış Önbellek uygulamasını seçmek, beklediğiniz sonuçları almanızı engelleyebilir. PHP tabanlı siteler için PHP kodlarıyla uyumlu Cache uygulamalarını seçmeniz gerekir. Sitenizi WordPress üzerine kuruyorsanız, WordPress uyumlu eklentilerden birini seçmeniz önerilir.

En İyi WordPress Önbellek Eklentileri Nelerdir?

1) W3 Total Cache

Son zamanların en popüler Cache eklentilerinden biri olan W3 Total Cache, önbellek yükleme konusunda son derece başarılı ve WordPress üzerine kurulu web sitelerinin maksimum hıza ulaşmasına yardımcı oluyor. Site performansını artırmak için birçok yan aksiyon da alan eklenti, sitenin alt sayfalarının hızlı bir şekilde açılmasını sağlayarak kullanıcı deneyimini güçlendiriyor.

W3 Total Cache, site sahiplerine önbelleğe alma için çok sayıda seçenek sunuyor. Veritabanını önbelleğe alma, tarayıcıyı önbelleğe alma, sayfayı önbelleğe alma gibi özelliklere sahip olan eklenti, parça tabanlı önbelleğe alma ve nesne önbelleğe alma konusunda da son derece etkilidir.

2) WP Super Cache

WP Super Cache

WordPress için özel olarak üretilen Cache eklentilerinden bir diğeri de WP Super Cache eklentisidir. Sitenize kolayca uyum sağlayan eklenti, statik HTML dosyaları oluşturarak önbelleğe alınan dosyaları kullanıcıların deneyimine açar. Bu sayede site hızını son derece yüksek bir seviyeye çıkaran WP Super Cache, API desteği de sağlıyor.

Veritabanı önbellek işlemlerine ihtiyaç duymayan siteler için ideal olan eklenti, düşük CPU tüketimi ile de öne çıkıyor. Temel önbelleklemeyi kusursuz bir şekilde gerçekleştiren WP Super Cache, PHP tabanlı önbelleklemede de son derece başarılıdır. Eklentinin kullanıcılara sağladığı özellikler arasında gelişmiş önbellekleme seçenekleri de bulunuyor.

3) WP Fastest Cache

WP Fastest Cache

WP Fastest Cache, uygulama kolaylığı ile öne çıkan eklentilerden biridir. Adından da anlaşılacağı gibi, en hızlı yüklenen ve kullanılan WordPress önbellek eklentilerinden biri olan WP Fastest Cache, farklı özellikleri ile web sitenizin hızını en üst düzeye çıkarır ve site ziyaretçilerinize benzersiz bir deneyim sunarak sitedeki trafiğinizi artırmanıza yardımcı olur.

CSS ve HTML küçültme özelliğine sahip olan eklenti, gzip sıkıştırma işlevi ile de son derece etkili bir önbellekleme işlemi gerçekleştiriyor. Web sitenizin verilerini ziyaretçinin tarayıcısında saklamanıza da olanak sağlayan eklenti, sitenizin hem ilk kullanımda hem de sonraki ziyaretlerde son derece iyi performans göstermesini sağlar.

4) Comet Cache

Meta cache nedir

En yeni ve en güncel eklentiler arasında Comet Cache, yüksek performansı ve etkili özellikleri ile öne çıkıyor. Önbelleğe alma işlemlerinde büyük başarı gösteren eklenti; sayfa, tarayıcı ve RSS beslemesi gibi tüm farklı önbellek alanlarında yüksek performans göstererek WordPress tabanlı web sitelerine benzersiz bir hız kazandırır.

Önbelleğe alınan verilerin otomatik olarak temizlenmesini de sağlayan eklenti, sık sık güncellemeler yayınlayarak sisteminizin eksikliklerini kolayca kapatmanıza yardımcı olur. Fonksiyonel yapısı ile kullanıcı deneyimini geliştiren eklenti, pratik arayüzü ve kolay ayarlanabilmesi sayesinde site sahiplerinin hayatını kolaylaştırıyor.

5) Hummingbird Page Speed Optimization

hummingbird eklentisi

WordPress tabanlı web siteleri için seçebileceğiniz en hızlı ve en kapsamlı eklentilerden biri Hummingbird Page Speed Optimization eklentisidir. Dosya sıkıştırma ve gravatar önbelleğe alma gibi işlevlerin yanı sıra tarayıcı önbelleğe alma özellikleriyle sitenizi son derece hızlı hale getiren eklenti, ziyaretçilerinize benzersiz bir deneyim sunar ve içeriğinizin kolayca görüntülenmesini sağlar.

Sitenizin performansını artırırken veri analizi ve raporlarından yararlanmak istiyorsanız Hummingbird Sayfa Hızı Optimizasyonu uygulamasını kullanabilirsiniz. Sitenizin performansı ile ilgili verileri çıkararak size rapor halinde gönderen özelliği sayesinde sitenizdeki sorunları net bir şekilde görebilir ve kolayca çözebilirsiniz.

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 4 Mayıs 2023 0 Yorum
WebSEOYazılım

HTML Nedir? Ne İçin Kullanılır?

HTML veya HyperText Markup Language, web kullanıcılarının öğeleri, etiketleri ve nitelikleri kullanarak bölümler, paragraflar ve bağlantılar oluşturmasına ve yapılandırmasına olanak tanır. Ancak, dinamiklik özelliğinden yoksun olduğu için HTML’nin bir programlama dili olarak kabul edilmediğini de belirtelim.

HTML’nin birçok kullanım alanı vardır, bunlar:

  • Web Geliştirme. Geliştiriciler, bir tarayıcının metin, köprüler ve medya dosyaları gibi web sayfası öğelerini nasıl görüntüleyeceğini tasarlamak için HTML kodunu kullanır.
  • Site Geçişleri. HTML, köprüleri gömmek için yoğun olarak kullanıldığından, kullanıcılar ilgili sayfalar ve web siteleri arasında kolayca gezinebilir ve bağlantı ekleyebilir.
  • Web belgeleri. HTML, Microsoft Word’e benzer şekilde belgeleri düzenlemeyi ve biçimlendirmeyi mümkün kılar.

Ayrıca HTML’in artık resmi bir web standardı olarak kabul edildiğini de belirtmekte fayda var. World Wide Web Konsorsiyumu (W3C), düzenli güncellemeler sağlamanın yanı sıra HTML özelliklerini de korur ve geliştirir.

HTML Nasıl Çalışır?

Ortalama bir web sitesi birkaç farklı HTML sayfasını içerir. Örnek olarka, bir ana sayfa, bir hakkında sayfası ve bir iletişim sayfasına sahip bir sitedeki her sayfa bir Html dosyasıdır.

HTML belgeleri, .html veya .htm uzantısıyla biten dosyalardır. Bir web tarayıcısı HTML dosyasını okur ve içeriğini internet kullanıcılarının görebilmesi için işler.

HTML’in çalışma mantığı oldukça basittir. HTML, internet tarayıcısına sayfanın nasıl görüntüleneceğini söyleyer. İlk olarak, geliştirici kendi HTML belgesini oluşturmak için bilgisayarda (Mac için TextEdit gibi) temel bir metin düzenleyici kullanır. Geliştirici daha sonra HTML belgelerini  ve HTML taglerinden yararlanarak dosyaları bir dizi HTML öğesiyle doldurur.

HTML Yazım Kuralları, HTML Dili Nasıl Yazılır?

Tüm HTML sayfalarında, bir dizi etiket ve özellikten oluşan bir dizi HTML öğesi bulunur. HTML öğeleri, bir web sayfasının yapı taşlarıdır. Bir etiket, web tarayıcısına bir öğenin nerede başladığını ve nerede bittiğini söylerken, bir nitelik, bir öğenin özelliklerini tanımlar.

Bir HTML elemanın üç ana kısmı şunlardır:

  • Açılış etiketi – bir öğenin etkili olmaya başladığı bir durum için kullanılır. Etiket, açılıp kapanan açılı ayraçlarla sarılır. Örneğin, bir paragraf oluşturmak için <p> başlangıç ​​etiketini kullanın.
  • İçerik – bu, diğer kullanıcıların gördüğü çıktıdır.
  • Kapanış etiketi – açılış etiketiyle aynıdır, ancak öğe adından önce bir eğik çizgi bulunur. Örneğin, bir paragrafı bitirmek için </p>.

Bu üç parçanın birleşimi bir HTML öğesi oluşturacaktır:

<p>İçerik</p>

HTML ve HTML5 Arasındaki Fark Nedir?

HTML’nin ilk sürümü 18 tane etiketten oluşuyordu. O zamandan beri, her yeni sürüm, işaretlemeye eklenen yeni etiketler ve niteliklerle geldi. Şimdiye kadar dilin en önemli yükseltmesi, 2014’te HTML5’in tanıtılmasıydı.

HTML ve HTML5 arasındaki temel fark, HTML5’in yeni tür form denetimlerini desteklemesidir. Ayrıca içeriği açıkça tanımlayan <article>, <header> ve <footer> gibi birkaç semantik etiketi HTML 5 ile birlikte eklendi.

HTML’nin Artıları ve Eksileri

Diğer bilgisayar dillerinde olduğu gibi HTML’nin de güçlü yönleri ve sınırlamaları vardır. İşte HTML’nin artıları ve eksileri:

Artıları:

  • Acemi Kullanıcı dostu. HTML, temiz ve tutarlı bir işaretlemenin yanı sıra sığ bir öğrenme eğrisine sahiptir.
  • Arkasındaki Destek. Dil, çok sayıda kaynak ve arkasında büyük bir topluluk ile yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • Erişilebilirlik. Açık kaynak kodludur ve tamamen ücretsizdir. HTML, tüm web tarayıcılarında yerel olarak çalışır.
  • Esnekli. HTML, PHP ve Node.js gibi arka uç dilleriyle kolayca entegre edilebilir.

Eksileri:

  • Statik. Dil öncelikle statik web sayfaları için kullanılır. Dinamik işlevsellik için JavaScript veya PHP gibi bir arka uç dili kullanmanız gerekebilir.
  • Ayrı HTML sayfası. Öğeler aynı olsa bile, kullanıcıların HTML için ayrı web sayfaları oluşturması gerekir.
  • Tarayıcı Uyumluluğu. Bazı tarayıcılar yeni özellikleri yavaş yavaş benimser. Bazen eski tarayıcılar her zaman daha yeni etiketler oluşturmaz.

Sonuç Olarak

HTML, internette bulunan birincil biçimlendirme dilidir. Her HTML sayfası, bir web sayfasının veya uygulamanın içerik yapısını oluşturan bir dizi öğeye sahiptir.

HTML, çok sayıda desteğe sahip olmasından dolayı yeni başlayanlar için uygun bir dildir ve çoğunlukla statik web siteleri için kullanılır. HTML, stil için CSS ve işlevsellik için JavaScript ile birlikte çok uyumlu bir şekilde çalışır.

 

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 4 Mayıs 2023 0 Yorum
SEOSosyal MedyaWebYazılım

Sosyal Medya ve SEO

Merhaba arkadaşlar! bu makalede, sosyal medya SEO’sunun ne olduğunu, SEO’nuzu sosyal medya ile nasıl geliştireceğinizi ve hatta SEO’nun bunun karşılığında sosyal medyaya nasıl yardımcı olduğunu ele alacağız.

Sosyal SEO Nedir?

Sosyal SEO, arama görünürlüğünüzü ve organik arama sıralamanızı artırmak için sosyal medyanın dolaylı bir araç olarak kullanılması anlamına gelir.

Sosyal medya SEO’yu doğrudan etkilemese de, içeriğinizi sosyal medya kanallarında paylaşan kişilerden elde edilen sosyal sinyaller (beğeniler, paylaşımlar ve yorumlar), güven ve müşteri sadakati oluşturmaya, marka bilinirliğini ve görünürlüğü artırmaya katkıda bulunur ve bunların tümü dolaylı olarak artırmaya yardımcı olur.

Sosyal-Medya-ve-SEO-3

Küçük bir işletmede, sosyal medya ve SEO genellikle aynı kişiye düşer – tabi eğer ayıracak zamanı olan biri varsa genelde bu konuda fazla bilgisi yoktur. Daha büyük şirketler de ise, sosyal medya ve SEO stratejiler farklı ekip üyeleri, departmanlar ve hatta dış ajanslar tarafından geliştirilir, yürütülür ve bağımsız pazarlama taktikleri olarak değerlendirilir.

Üstteki yazıyı okuduğunuzda birinin diğerinden çok daha üstün olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak konu dijital strateji hedeflerine ulaşmaya geldiğinde ikisi de eksik kalmaktadır.

Sosyal Medya SEO İçin Neden Önemli?

SEO, ürün veya hizmetinizi arayan kişilerin internette yaptığı aramalarda ortaya çıkması ve onları web sitenizi ziyaret etmeye ikna etmesi için web sitenizi optimize etmekle ilgilidir. Sosyal medya da aynı şeyi yapar – adınızı ve içeriğinizi teklifinizle ilgilenen insanların önüne çıkarır.

“Ama vermiş olduğumuz hizmet ciddi, TikTok dans videoları çekemeyiz veya müşterilerimizin fotoğraflarını yayınlayamayız.”

Sosyal-Medya-ve-SEO-2

Sizin de aklınıza üstte yazana benzer bir düşünce geçtiyse yazının geri kalanını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Bu veya buna benzer sözleri çok duyuyoruz. Sosyal medyanın arka plana atılma sebebi SEO’nun insanlara daha açık ve daha mantıklı gelmesi. Çünkü SEO, temelinde en iyi sorguları belirlemek için verileri kullanmak ve ardından bu sorguların etrafında içerik üretmekle ilgilidir. Hangi sektörde olursanız olun, potansiyel müşterilerimiz her gün Google’ı kullanıyor ve hepimiz ilk sayfada hatta ilk sıralarda olmak istiyoruz.

Ancak sosyal medya platformlarınında büyük ölçüde aynı şekilde çalıştığını biliyor muydunuz?

Bütün büyük sosyal medya uygulamaları, içerisindeki içerikleri sınıflandırmak için hashtag’leri, anahtar kelimeleri veya her ikisini de kullanıyor. Kullanıcılar, hashtag’leri veya konuları hesapları takip ettikleri şekilde takip edebiliyor ve etkileşime girdikleri her gönderi (beğenmek, yorum yapmak) içerisinde bulundukları platforma neyi beğendiklerine dair bilgi veriyor.

Ardından platform, kullanıcıya takip etmediği hesaplardaki benzer içerikleri göstermeye başlıyor.

Sosyal medyanın SEO ile benzerliğini ve önemini göstermek için birkaç istatistik bırakıyorum:

  • Sosyal medya kullanıcılarının %54’ü aradıkları ürünleri sosyal medya platformlarında araştırıyor
  • Sosyal medyada bir markayla ilgili olumlu deneyime sahip tüketicilerin %71’i, markayı arkadaşlarına ve ailelerine öneriyor
  • Sosyal medya kullanıcıları, ünlülere kıyasla diğer kullanıcıların ürün ve hizmet tavsiyelerine (ezici bir çoğunlukla) güveniyor
  • Sosyal medya sayfasında resimler içeren ve ürünü kullanan gerçek kişileri gösteren bir içerik, tüketicileri ürünü sayfasından satın alma olasılığı 6 kat arttırıyor.

Hem sosyal medya hem de SEO benzer erişim potansiyeline sahiptir. Her gün 5.6 milyar Google araması, 2 milyar Facebook araması yapılıyor ve 1 milyar saat YouTube videosu izleniyor. Tabii ki, bu aramaların yalnızca küçük bir kısmı yaptığınız işle ilgili, ancak ana fikri kaptığınızı düşünüyorum.

Sosyal medyanın SEO’yu gölgede bıraktığı yer, (tabii ki de) sosyallik kısmıdır. SEO, insanların bir web sitesine gelmelerini sağlar, ancak onlardan hiçbir veri toplamaz. Bu, web sitenize ve kullanıcı deneyimine bırakılmıştır.

Sosyal medyayı, gönderiler ve anketler aracılığıyla kitle araştırması yapmak için kullanabilirsiniz. Yorumlarda müşterilerle etkileşime geçebilir, istekleri ve ihtiyaçları hakkında değerli bilgiler edinebilirsiniz.

Ardından, hedeflediğiniz anahtar kelimeler ve ürettiğiniz SEO içeriği dahil olmak üzere tüm bu değerli bilgileri hizmetinizi geliştirmek için kullanabilirsiniz.

Sosyal Medya SEO’yu Nasıl Etkiler?

Fazla uzatmadan daha da derinlere dalalım. İşte sosyal medyanın SEO’yu etkilediği beş yol:

  • İçerik güçlendirme — Özellikle arama sonuçlarında birinci sayfasında olmadığınızda, içeriğinizin daha fazla kişi tarafından keşfedilmesine ve keyfini çıkarmasını sağlar.
  • Marka bilinirliği — Adınız arama sonuçlarında görünmeye başladığında insanlara markanızın tanıdık gelmesi için platformlarda varlık göstermek.
  • Güven/güvenilirlik – Özellikle birisi bir tavsiye nedeniyle sizin hizmetinizi araştırıyorsa aktif bir sosyal medya varlığı sektörünüzdeki itibarınızı destekleyebilir.
  • Bağlantı kurma – İçeriğiniz ne kadar çok yerde keşfedilebilir olursa, diğer web sitelerinde alıntı yapıldığında SEO dostu bağlantılar (backlinks) kazanma şansı o kadar artar
  • Lokal SEO — İş profili verileri ve müşteri incelemeleri aracılığıyla yerel varlığınızı ve sıralamanızı arttırmak.
Sosyal-Medya-ve-SEO-4

Bu alanların her birinin SEO’nuz ve dolayısıyla sıralamanız üzerinde dolaylı bir etkisi vardır. Bu nedenle sosyal medya SEO, her büyüklükteki ve sektördeki işletme için önemlidir.

Ayrıca unutmayın ki:

  • Şirketinizin sosyal medya profilleri, işletmeniz için yapılan aramalarda, genellikle web sitenizin hemen altında görünür – bu ilk sayfanın tamamını ele almanın ve rakiplere yer bırakmamanın harika bir yoludur.
  • Arama motorları, işletmeniz için yapılan aramada görünen ve ayrıca belirli sorguların sonuçlarında da çıkabilen tweet’leri inseksler.
  • Google, video gönderilerini de indekslemeye başlamak için Instagram ve TikTok ile bir anlaşma üzerinde çalışıyor.

Sosyal Sinyaller de bir sıralama faktörü mü?

Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır, durum biraz karmaşık.

Sosyal sinyalleri bir Google sıralama faktörü olarak duymuş olabilirsiniz. Bu, sosyal medya gönderilerinin, etkileşimin (beğeniler ve yorumlar), paylaşımların veya takipçi sayılarının sıralamayı doğrudan etkileyebileceğini söylüyor.

Google, işletmenizin meşruiyetini doğrulamak için sosyal medya hesaplarınızı KULLANMAKTADIR, ancak çoğunlukla Adınızı, Adresinizi ve Telefon Numaranızı kullanır.

Google, NAP (Name,Adress,Phone) doğruluğu konusunda son derece seçicidir, bu nedenle tüm iletişim bilgilerinin eşleştiğinden emin olmak için işletmenizin listelendiği her yeri kontrol eder. E-posta adresiniz veya web sitesi bağlantınız farklıysa Google, arama yapan birine işletmenizin gösterilmemesi gerektiğine karar verebilir.

Google, bir web sitesi yazarının uzmanlığını, yetkililiğini ve güvenilirliğini (E-A-T) doğrulamak için sosyal medya profillerini kontrol edebilir. E-A-T’nin kendisi bir sıralama faktörü değildir ve daha çok faktörü oluşturan bir dizi sinyalden ibarettir. Yani güvenilir bir yazar ve siteden gelen içerik daha iyi sıralanır.

Farklı durumlarda, Google SEO’ları, sosyal medya içeriğinin çok fazla paylaşım ve trafik aldığı vakitlerde Google algoritmalarının not aldığını ve almadığını da söylediler. İşimize yaramaz. Asıl işimize yarayacak olan şey, Google’ın herhangi bir trafik kaynağından gelen web sitesi trafik hacmini ve sıklığını görmek için Google Chrome’dan gelen verileri kullanmasıdır.

Sosyal sinyallerin diğer varsayılan etkilerinin çoğu, aslında dolaylı sıralama sinyallerinin sonucudur – web sitenize gelen ve içerikle olumlu bir şekilde etkileşime giren ve daha yüksek sıralamaya yardımcı olan daha fazla bağlantı kazanan çok sayıda trafik.

Öte yandan Bing, sıralama faktörlerinde sosyal sinyalleri kullanır.

Google gibi, bir markanın güvenilirliğini doğrulamak için sosyal medya hesaplarını kullanır. Ancak bunun ötesinde, içerik çok sayıda sosyal paylaşım alırsa, Bing’in algoritmaları bunu daha üst sıralarda yer alması gerektiğinin bir işareti olarak alır. Bing, bilgi panellerinde sosyal içeriği bile kullanır.

Sosyal-Medya-ve-SEO-5

 

SEO İçin Sosyal Medya Nasıl Kullanılır?

1. Indexlemeyi ve Sıralamayı Kolaylaştıran İçerik Amplifikasyonu

Mükemmel bir dünyada, her yeni içerik yayınladığınızda, Google arama sonuçlarında birinci sayfada yer alır ve herkes buna bayılırdı.

  • İnsanların %25’inden fazlası ilk çıkan sonuca tıklıyor
  • İnsanların %75’i yalnızca birinci sayfadaki sonuçları tıklıyor

Ne yazık ki bir web sitenizin olması, Google’ınz sitenizin adıyla yapılan aramalarda bile onu sıralamaya eklemesi veya birinci sayfada göstermesi gerektiği anlamına gelmez!

Yüksek otoriteye sahip rakiplerden resimlere, cevap kutularına ve bolca videolara kadar  birinci sayfada olma fırsatını düşürür. Noktasal bir anahtar kelime stratejisi bile tek başına trafik çekemez. Yetenekli bir içerik yazarı çalıştırmadığınız veya YouTube’da veya görsel SEO’da gerçekten iyi olmadığınız sürece, tüm içeriğiniz ikinci veya daha gerideki sayfalarda başlayacaktır.

  • Sayfaları ve yayınları sosyal medyada paylaşmak, Google’daki sıralamalardan bağımsız olarak sitenize trafik getirir
  • Diğer kaynaklardan gelen daha fazla trafik, Google tarafından fark edilmek için daha fazla şans anlamına gelir.
  • Bu, daha hızlı indekslemeye (bir SEO eklentisi kullanmıyorsanız veya Google Search Console’da manuel indeksleme istekleri yapmıyorsanız) ve daha ön sayfalarda veya daha üst sıralarda yer alma fırsatı anlamına gelir.
  • Sosyal paylaşımlar, içeriğinizle zaten ilgilenen bir kitleye ulaşır, bu nedenle tıklamaları ve etkileşim kurmaları olasıdır.
  • Alakalı ve faydalı bir içeriği düzenli olarak sosyal medyada paylaşmak, hedef kitlenizi ve gelecekteki web sitesi trafiği potansiyelini oluşturur
  • Hala daha yararlı olan eski bir içeriğe trafik çekmek için sosyal medyayı da kullanabilirsiniz (daha üst sıralarda yer almasına yardımcı olmak için eski içeriğinizi düzenli olarak güncellemenizi öneririz, ancak herkesin bunun için zamanı yoktur!)

2. Marka Bilinirliği = SEO

İşinizi büyütmek için insanların sizi gerçekten tanıması gerekir. İster yerel bir dükkan, ister uluslararası bir marka olun, adınızı duymazlarsa yeni müşteri çekemezsiniz.

SEO, anahtar kelime stratejileri ve diğer site içi optimizasyonlar aracılığıyla web sitenizin arama sonuçlarında bulunmasına yardımcı olur. Sosyal medya ise bunu bir üst seviyeye taşıyor.

  • Gönderilerinizin ve sosyal medya profilinizin keşfedilmesini sağlamak için hashtag’ler ve anahtar kelimeler kullanmak, insanları işletmenizi takip etmeye teşvik eder
  • İşletmeniz adına ilgili gönderilere yorum yapmak, o gönderiyle ilgilenen herkese görünmenizi sağlar
  • Mutlu müşteriler, ürün veya hizmetinizle ilgili gönderilerde sizi tagleyebilir, bu da mutlu bir müşterinin takipçilerine erişmenizi sağlar.
  • İnsanları işletmenizi etiketlemeye ve deneyimlerini arkadaşlarınızla ve ailenizle paylaşmaya teşvik etmek için markalı hashtag’ler de oluşturabilirsiniz.
  • Influencer pazarının çok büyük olmasının bir nedeni var – Influencer, işletmenizi etiketler ve işletmenizi daha geniş takipçi kitlesine ulaştırır.

Bunların hepsi sitenize gelen trafiği arttıracaktır. Örnek olarak:

Sosyal medyada sizin içeriğinizden hoşlanan kişiler, sattığınız ürünlere ihtiyaç duyduklarında sizin şirketinizi Google’da aratmaya veya ürün arama sonuçlarında şirket adınızı tanıyıp sitenizi tercih ettiklerinde Google’ın diğer insanları da işletmenize yönlendirmeleri daha olasıdır.

3. Şirketinize Güvenmelerini Sağlayın

Marka bilinirliği gibi, işinize duyulan güven de büyümeniz için çok önemlidir. Hizmetiniz fiyatı ne kadar pahalıysa, müşterilerinizin ne tür bir işletme olduğunuzu araştırmak da dahil olmak üzere, sizi seçmeden önce tonlarca araştırma yapma olasılığı o kadar yüksektir.

  • Sosyal medyada kanıtlanmış – insanlar size paralarını vermeden önce yorumları, referansları, istatistikleri, ödülleri ve daha fazlasını görmek isterler ve sosyal medya, bütün bunları hem toplamak hem de paylaşmak için harika bir yoldur
  • Daha önce de belirtildiği gibi, sosyal medya kullanıcılarının %54’ü sosyal platformlarda ürün ve marka araştırıyor
  • Nasıl yapılır içeriği, insanlara yardımcı olurken uzmanlığınızı sergilemenin harika bir yoludur – ve eğer siteniz çok başarılı değilse, sosyal medyada yayılmak, organik arama trafiğini ummaktan çok daha hızlı görünmesini sağlar.
  • Sosyal kanıt ve sosyal medyada paylaştığınız içerik aracılığıyla işletmenize aşina olan tüketiciler, ürününüze veya hizmetinize ihtiyaç duyduklarında akıllarında ön planda olursunuz.

4. Daha Büyük, Daha İyi Bağlantı Kurmak İçin Sosyal Medya

               SEO ortamı kaç kez değişirse değişsin, bir şey aynı kalır: Backlinks, sıralamanızda BÜYÜK bir rol oynar.

Backlink’ler, yani gelen bağlantılar, başka bir web sitesinden sizin web sitenize verilen bağlantılardır. Bu diğer web sitesi resmi olarak Google’a onay veriyor. Yönlendiren site ne kadar kaliteli olursa, sonuç sizin için o kadar iyi olur.

Sosyal medyanın kendi başına bir backlink sayılmaz, sosyal medya profillerinizdeki web sitesi bağlantıları doğrudan trafiktir olarak sayılır ve gönderi olarak sizin ve diğer hesapların paylaştığı içerikteki bağlantılar “sosyal medya yönlendirme trafiği” olarak sayılır.

Ancak sosyal medya tarafından yönlendirilen marka bilinirliği ve içerik güçlendirme kombinasyonu, daha fazla backlink’e neden olabilir. Sosyal medya içeriğinizi tüketen her şahıs ve işletme, aslında gerçekleşmeyi bekleyen potansiyel bir link/backlinktir.

Peki SEO Sosyal Medyaya Nasıl Yardımcı Olur?

Sosyal medyanın SEO’ya etki etmesi gibi SEO’da sosyal medyaya etki eder.

  • İçeriğinizi arama sonuçlarında gören bir kişi, sosyal profillerinizi görünce sizi takip etmeye başlayabilir.
  • Google, bir sosyal medya profili sürdürmek için harcadığınız zaman ve çabayı, işletme adınızı aramalarda dizine ekleyerek ödüllendirir.
  • Google Analytics verileriniz, trafik ve etkileşim yoluyla kitlenizde en iyi yankı uyandıran içerik ve konular hakkında harika bilgiler sağlar ve bu bilgiler sosyal içerik oluşturmaya rehberlik edebilir

Sonuç olarak, sosyal medya ve SEO, görmezden gelemeyeceğiniz dinamik bir ikili. SEO ve pazarlama çabalarınızı karşılıklı olarak desteklerken, bir topluluk oluşturmak, markanızı insancıllaştırmak ve işinizi yükseltmek için bir fırsattır.

Şimdiden kolay gelsin!

 

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 27 Temmuz 2022 0 Yorum
SEOSunucu - ServerWebYazılım

LCP (Largest Contentful Paint) Nedir? Nasıl Optimize Edilir?

Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere Largest Contentful Paint (En Büyük İçerikli Boyama) Nedir? Nasıl Optimize Edilir sorularına cevap vereceğim.

LCP Nedir

En Büyük İçerikli Boyama (LCP), bir Core Web Vitals metriğidir. Kullanıcının URL’yi istediği andan, görüntü alanındaki en büyük görünür içerik öğesi oluşturulana kadar geçen süreyi ölçen bir metriktir. İlk görünüm alanının dışında kalan hiçbir şey LCP’yi etkilemez. Ölçüme dahil edilen öğeler; resimler, videolar, arka plan resimleri,urller ve metin bloklarıdır. LCP metriği, bu gibi içeriklerin yüklenme süresini ölçmektedir.

Bir sayfanın genel hızı iyi olsa bile LCP değeri düşükse, kullanıcıların en büyük ve muhtemelen en önemli içeriğin yüklenmesini beklemesi uzun sürecektir. Bunun için görsel optimizasyon tekniklerini kullanmak, JavaScript ve CSS’yi sıkıştırarak kod şişmesini azaltmak, kullanılmayan komutları kaldırmak, içerik dağıtım ağı (CDN) ve sunucu tarafı önbelleğe alma gibi uygulamalarla sunucu yanıt sürelerini iyileştirmek gibi yöntemler önerilir.

Zayıf bir LCP’nin en yaygın nedenleri şunlardır:

  • Yavaş sunucu yanıt süreleri
  • JavaScript ve CSS’in oluşturmayı engellemesi
  • Kaynak yüklemenin uzun sürmesi
  • İstemci tarafında oluşturulma süresinin uzun olması
  • Optimize edilmemiş font Yüklemeleri
  • Optimize edilmemiş görseller
  • Optimize edilmemiş yükleme hiyerarşisi

SEO açısından önem taşıyan bir metrik olan LCP, web sitelerinin sıralamasını etkileyen bir faktördür. Google, 2021 yılı yaz döneminde mobil arama sonuçları için algoritmada aktif ettiği Core web vitals metrikleri ile birlikte LCP metriği aktif olarak açılış hızları kaynaklı kullanıcı deneyimi ve algısal açılış hızlarının ölçümlenmesinde kullanılan metriklerden bir tanesi olmuştur. LCP skoru yüksek bir site, neredeyse aynı içeriği sunan ama LCP skoru düşük olan bir siteden daha yukarıda listelenecektir.

Arzu edilen LCP süresi 2,5 saniyeden az olmalıdır. Google bu metriği “iyi” olarak görmesi için, web sitenizi ziyaret eden insanların %75’inden fazlasının bu sürenin altında bir LCP’ye sahip olması gerekir.

2,5 ve 4 saniye arası “need improvment (iyileştirme ihtiyacı)” olarak görülür. 4 saniyeden daha fazlası ise zayıf bölgesidir, eğer sayfanızın bu bölgede ise Google Search Console’da uyarı/uyarılar görürsünüz.

LCP Skoru

LCP Skoru Nasıl İyileştirilir?

Web sayfasındaki en büyük metin bloğunun ya da görselin hızlı bir şekilde indirilmesini engelleyen şeyleri ortadan kaldırmak LCP değerini optimize etmek için genelde yeterli olur. Ancak hala istenilen sonuca ulaşamadıysanız;

  • LCP öğesinin kaynağının yüklenmesi tamamlandıktan hemen sonra oluşturulabilmesini sağlamak.
  • Kaynak yükleme süresini azaltmak
  • Kaynak boyutunu küçültmek
  • Cihazın indirdiği verileri azaltmak
  • Veritabanının optimizasyonu ve verileri yönetmek

LCP Skorunuzu yükseltecektir. Ayrıca sitenizi tasarlarken yukarıda belirtmiş olduğum Zayıf LCP nedenleri listesinde belirtmiş olduğum maddeleri aklınızda bulundumanız istediğiniz skoru elde etmenizi sağlayacaktır.

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 18 Temmuz 2022 0 Yorum
MobilSEOWebYazılım

Time To Interactive Nedir? Nasıl İyileştirilir?

               Merhabalar arkadaşlar! Bugün sizlere TTI yani Etkileşim Süresi Nedir, Nasıl iyileştirilir gibi soruları yanıtlayacağım.

Time to interactive Nedir

Bir web sitesi geliştirirken sunduğunuz içeriği mümkün olduğunca çabuk sunmak, içeriğin kendisi kadar önemli ve atlanılmaması gereken bir mevzudur. Ancak içeriği anında sunmak da bazen yeterli olmaz. Bazı web sitelerinin başarısız olmasının sebebi, içeriği anında sunsalar da bir süre etkileşime girilemez durumda kalmalarından kaynaklanır. İşte TTI metriği burada yardımımıza koşuyor.

Time to Interactive (TTI), bir web sayfasının yüklenmesi sırasında tamamen etkileşimli olmasına kadar geçen zamanı ölçen bir performans metriğidir. Kullanıcıların sayfayla ne kadar hızlı etkileşime girebildiğini ölçer. FID’den farkı lab ortamlarında ölçülebilir olmasıdır.

Total Blocking Time Test

Start Render ve Speed Index, Sitenizdeki sayfaların yüklenme hızını değerlendirmek için kullanılabilen göstergelerden bazılarıdır. Ancak bunlar, bir sayfanın görüntülenme hızını ölçmek için kullanılabilse de, bir sayfanın etkileşim düzeyini değerlendirmek için kullanılamaz.

Time to interactive Nedir

 

Sitenizin Hızı:

  • 0 – 3,8 saniye aralığında ise: İyi (hızlı)
  • 3,9 – 7,3 saniye aralığında ise: İyileştirme Gerekiyor (orta)
  • 7,3 saniyeden fazla ise Zayıf (kötü) demektir.

TTI, bileşenlerin kullanıcının yaptığı bir işleme hızlı bir şekilde yanıt vermesi için bir sayfanın herhangi bir JS kodunu ne kadar hızlı çalıştırabileceğini ölçer. Yani hızlı bir TTI, sayfanın tam etkileşime hazır olmasını sağlamaktadır.

Bir sayfa şu durumlarda tam etkileşimli olarak kabul edilir:

  • Sayfa, FCP tarafından ölçülen faydalı içeriği görüntüler
  • Event işleyicileri en görünür sayfa elemanları için kaydedilir
  • Sayfa, kullanıcının işlemlerine 3-7 saniye içinde yanıt verir.

TTI ve TBT ortak amaçları olan metriklerdir. Çünkü ikisi de bir kullanıcının yaptığı işleme sayfanızın verdiği yanıta ilişkin bilgileri ölçer.

Lighthouse, Core Web Vitals , hız endeksi, etkileşim süresi ve toplam engelleme süresi dahil olmak üzere nihai performans puanınızı oluşturmak için altı metriği birleştirir ve biz geliştiricilere sunar. Güzel bir kullanıcı deneyimi sağlamak için sitenizin 90 ila 100 arasında bir puan alması gerekmektedir.

TTI Nasıl İyileştirilir?

  • JavaScript’i küçült veya Erteleyin
  • Gerekli kaynaklara ön bağlantı yapın
  • Anahtar isteklerini önceden yükleyin
  • Üçüncü taraf kodunun etkisini azaltın
  • Kritik istek derinliğini en aza indirin
  • JavaScript yürütme süresini azaltın
  • Ana iş parçacığı çalışmasını en aza indirin
  • İstek sayılarını düşük ve aktarım boyutlarını küçük tutun
  • Minifikasyon ve Sıkıştırma tekniklerinden faydalanın
  • Kullanılmayan komut dosyalarını kaldırın
  • Kodunuzu bölün, ana iş parçacağının yükünü azaltın

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 16 Temmuz 2022 0 Yorum
SEOSosyal MedyaSunucu - ServerWebYazılım

E-mail Marketing Nedir?

Ne zaman bir şirket bir e-posta gönderirse, sipariş onayları ve müşteri sorularına doğrudan yanıt vermenin yanı sıra, bu bir tür e-posta pazarlaması olarak kabul edilebilir. E-posta pazarlaması, web siteleri, sosyal medya, bloglar ve daha fazlası aracılığıyla çevrimiçi pazarlamayı kapsayan internet pazarlamasının bir bölümüdür.

E-posta pazarlaması, şirketle ilgili güncellemeleri içeren haber bültenlerini veya aboneler için satış promosyonlarını ve özel fırsatları içerebilir. Pazarlama e-postaları, örneğin bir doğal afet veya şirket skandalı sonrasında olduğu gibi, şirket adına genel bir mesaj paylaşmayı da isteyebilir.

En iyi ihtimalle, e-posta pazarlaması, işletmelerin müşterilerini bilgilendirmelerine ve pazarlama mesajlarını hedef kitlelerine göre uyarlamalarına olanak tanır. En kötüsü, bu tür bir pazarlama, müşterileri sürekli rahatsız edici spam e-postalarla uzaklaştırabilir.

E-Posta Pazarlama Nasıl Çalışır?

Bir e-posta pazarlama kampanyası oluşturmak ve izlemek kolaydır , bu da onu küçük işletmeler için erişilebilir kılar. Örneğin, web sitenize bir bülten kayıt seçeneği ekleyebilirsiniz. İnsanlar kaydolurken, büyüyen bir kitleye haber bültenleri gönderebilirsiniz. Müşterileri sosyal medya profillerinizden de haber bültenine yönlendirebilirsiniz.

Düzenli bir bülten, şirketiniz, yaklaşan etkinlikler ve özel teklifler hakkında güncellemeler göndermenin basit ve etkili bir yoludur. E-posta yazılımı, yakın zamanda satın alma işlemi yapmamış müşteriler için otomatik promosyon e-postaları planlamayı da kolaylaştırır.

E-posta pazarlaması, belirli müşteri gruplarını ve hatta belirli kişileri hedeflemenize olanak tanır. Bireysel müşterilere mal veya hizmetlerde özel doğum günü fırsatları sunmak, bunu yapmanın bir yoludur.

Örneğin bir restoran, müşterilere doğum günlerinde bir antrede %50 indirim sunan bir e-posta gönderebilir. Bu tür kişiselleştirme, bir işletmenin müşteriyle bir ilişki geliştirmesine ve sürdürmesine yardımcı olur ve bu, artan satışlara ve müşteri sadakatine yol açabilir.

E-mail-Marketing-Nedir

E-posta Pazarlama Stratejileri

Etkili e-posta pazarlaması çaba gerektirir. İşte e-posta pazarlama kampanyalarınızdan en iyi şekilde yararlanmanız için birkaç strateji.

Kendi Listenizi Oluşturun

İstenmeyen bir e-posta göndererek yapacağınız tek şey, müşteriye dönüştürmeyi umduğunuz kişilerin çoğunu kapatmaktır. İster web siteniz aracılığıyla, ister mağazanızda veya bir etkinlikte, müşterilerin e-postalarınızı ne zaman almayı tercih ettiğini açıkça belirtin.

Kanunlara Uy

E-posta pazarlamacıları, CAN-SPAM Yasasının kurallarına uymalıdır. Bu kurallar, aldatıcı olmayan bir konu satırına sahip olmayı, abonelikten çıkmak için açık bir yol sağlamayı ve e-postaların sonunda adınızı ve adresinizi içermeyi içerir. 

Mesajlarınızı Karıştırın

Her zaman satın almak için reklam göndermeyin. Uzmanlığınızı veya başkalarının uzmanlığını paylaşarak, onlara değer verebilecekleri ipuçları ve içgörüler vererek müşterilerle ilişki kurmak için e-postalarınızı kullanın. Siz ve şirketiniz hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlayan bilgileri paylaşın.

Abonelerinize Saygı Gösterin

Listenize iyi davranın . İletişim kurduğunuz kişilerin bilgileri konusunda size güvendiğini unutmayın; saygınızı hak ediyorlar. Onları müşterilerden hayranlara ve hatta markanız için evangelistlere dönüştürmek için bir şans istiyorsanız, onları özel hissettirin.

Bir Programı Takip Edin

Bir haber bülteni yapıyorsanız bir programa bağlı kalın. Her hafta aynı gün (veya günlerde) bir e-posta göndermek, abonelerinizin sizden ne zaman ve ne bekleyeceklerini bilmelerine yardımcı olacaktır.

DEVAMINI OKU
Enes DAL 15 Temmuz 2022 0 Yorum
MobilSEOSunucu - ServerWebYazılım

Total Blocking Time Nedir? Neden Önemlidir?

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere Total Blocking Time (TBT) Nedir, Nasıl ölçülür, Nasıl optimize edilir, FID ve TTI ile arasındaki fark nedir gibi soruları yanıtlayacağım.

Total Blocking Time Nedir? Neden Önemlidir?

Kullanımı basit ve kullanıcı girdilerine (input) hızlı tepki veren bir web sitesi tasarlamak için dikkat etmemiz gereken birkaç metrik vardır ve TBT bunlardan biridir.

Total Blocking Time (Toplam Engelleme Süresi), long taskların (50 ms’den uzun tüm işlemler long task olarak adlandırılır) ana iş parçacığını engellediği ve bir sayfanın kullanılabilirliğini etkilediği süredir. Bir sayfanın tamamen etkileşimli hale gelmeden önce long tasklar tarafından engellenme ne kadar süre boyunca tepkisiz durduğunun ölçümlendiği metriğe verilen isimdir.

Total Blocking Time Nedir? Neden Önemlidir?

Google’ın hızlı bir web sayfası için önerdiği maksimum javascript kod işleme süresi 50 milisaniyedir çünkü bunun üzerine çıkan javascript kod işleme süreçleri, tarayıcının kullanıcının gözlemleyebildiği tarafta task bitene kadar işlevsiz bir şekilde kalmasına sebebiyet verir.Bir görev uzunluğu, 50 mili saniyeyi aştıktan sonrasında geçen süre “engelleme” olarak kabul edilir. TBT, kullanıcının sayfanızla etkileşime girmesini engelleyen TOPLAM süreyi ölçer.

Web Tarayıcıları; HTML kodunu ayrıştırmak, DOM oluşturmak, CSS-JS yürütmek ve kullanıcı girdilerini işlemek için ana iş parçacığını kullanır. Herhangi bir noktada, “long task” meydana geldiğinde ana iş parçacığı bloke olur. Bu durumda, tarayıcı işlediği görevi durduramaz ve görev tamamlanana kadar kullanıcı inputlarına yanıt veremez. Kullanıcılar ise bu durumu gecikme olarak algılar.

TBT Nasıl Ölçülür?

Total Blocking Time Test

“First Contentful Paint (FCP) + etkileşime geçme süresi (TTI) = TBT skoru” şeklinde hesaplanır. Ancak bizim bunu manuel olarak ölçümlememiz çok zor olacağı için TBT’yi page speed araçları ile ölçeriz.

  • Lighthouse
  • WebpageTest.org
  • Google PageSpeed
  • Chrome Devtools

Üstte yer alan 4 araç sayesinde TBT sonuçlarınızı net olarak ölçümleyebilirsiniz.

TBT Nasıl Optimize Edilir?

  • Site tarafından yapılan toplam istek sayısını azaltmak,
  • Resimleri sayfaya yüklemeden önce daha küçük bir boyuta optimize etmek,
  • Komut dosyalarının sayfanın başı yerine altına yüklenmesini sağlamak,
  • Komut dosyası değerlendirme süresini azaltma.
  • Uzun süre çalışan girdi işleyicileri kullanmaktan kaçının.
  • Site dışı harici JavaScript kaynaklarının boyut ve istek sayılarını azaltın
  • Sayfaların tamamında kullanılmayan yada ilgili sayfalar için gerekli olmayan CSS ve JS kodlarını sayfalardan temizleyin.
  • JavaScript ve CSS kaynaklarınızı sıkıştırın.
  • Büyük JS dosyalarınızı mutlaka sıkıştırın.
  • Sayfalarda yalnızca gerekli JS kodlarını sunmak için javascript kodlarınızı ayrıştırın (Code Splitting)
  • Önemli JS Kaynaklarını Tarayıcı İpuçları ile Sayfalarda Çağırın
  • Tarayıcı Ana iş Parçacığını yükünü ve TTB’yi azaltmak için CDN Kullanın.
  • DNS isteklerini önceden getirtin
  • CSS dosyalarını küçültün
  • CSS teslimini optimize edin
  • Üçüncü taraf komut dosyalarını optimize edin
  • Stil hesaplamaları için değişkenlerin kapsamını azaltın

TBT ile Time to Interactive (TTI) Arasındaki İlişki Nedir?

Bir sayfanın kullanıcı etkileşimine açık olduğu sürenin milisaniye cinsinden ölçümlendiği metriğe TTI adı verilir. Bir sayfanın tamamen interaktif olabilmesi için kullanıcının sayfada gerçekleştireceği herhangi bir etkileşime (JS kaynaklı) tarayıcının cevap verebilir olması gereklidir. Eğer tarayıcı, oluşturma süreci esnasında 5 saniye boyunca herhangi bir uzun task ile karşılaşmaz ise TTI devreye girer. Yani TTB hesaplanmadan TTI ile alakalı net verilerin elde edilmesi zordur. Çünkü çalışma mantığı gereği TTI metriği bir sayfanın kullanıcı etkileşimine yanıt verebileceği süreyi ölçerken TBT, bir sayfada ne kadar süre ile geçikme yaşadığının hesaplandığı metrikdir.

TBT ile First Input Delay (FID) Arasındaki İlişki Nedir?

Total Blocking Time Nedir? Neden Önemlidir?

İlk Giriş Gecikmesi (FID), bir kullanıcının bir sayfadaki ilk etkileşimi (bir düğmeyi veya bağlantıyı tıklatması) ile tarayıcının yanıt vermesi ve istenen işlevi gerçekleştirmesi arasındaki süreyi ölçer. FID gerçek bir kullanıcı gerektirir ve bu nedenle laboratuvarda ölçülemez.

TBT ve TTI gibi metrikler, FID’i etkileyecek potansiyel etkileşim sorunlarını yakalamak ve teşhis etmek için hayati önem taşıyan laboratuvar ölçümleridir.

Web sitenizde FID puanını hesaplamak için yeterli gerçek veriye sahip olmadığınızda laboratuvar TBT verisine bakılabilir. Tabii ki de gerçek veriler kadar doğru ve tutarlı olamaz ancak kafanızda aşağı yukarı bir şey canlandırmanızı sağlar. Hem TBT hem de FID etkileşim ölçer ve bir kullanıcının sitenin etkileşimi ve yanıt verebilirliğine ilişkin ilk izlenimini yakalar.

FID, ziyaretçinizin sitenizin etkileşimi ve yanıt verebilirliği hakkındaki ilk izlenimi açısından iyi bir göstergedir. İyi bir FID puanı, bir okuyucunun sitenizde kalma ve daha fazla içerik tüketmek için geri dönme olasılığının daha yüksek olduğu anlamına gelir. Çünkü herkes hızlı ve duyarlı siteleri sever.

TBT sürenizi optimize ederek , Core Web Vitals metriklerinden biri olan FID puanını da iyileştireceksiniz. Bu iki değer birbirlerini pozitif veya negatif yönde etkileyebilir.

Total Blocking Time Nedir? Neden Önemlidir?

FID’nizi 100 milisaniyenin altında tutabilirseniz, harikasınız!

TBT SEO’yu Nasıl Etkiler?

Arama motoru algoritmaları, web sayfalarını sıralarken kullanıcı deneyimini dikkate alır. Eğer web siteniz kötü bir TBT skoruna sahipse, sayfanızın SEO sıralamasını doğrudan etkileyebilir

DEVAMINI OKU
Mustafa KURT 14 Temmuz 2022 0 Yorum
SEOWeb

Site İçi Seo Nedir Nasıl Yapılır?

Site İçi Seo Nedir Nasıl Yapılır?

Site İçi SEO, web sitenizdeki title etiketleri, meta etiketleri ve linklerin SEO Uyumlu hale getirilmesi, sayfaların, yazıların, resimlerin ve ürünlerin her birinin tek tek en ince detayına kadar optimize edilmesi ve arama motoru uyumlu hale getirilmesidir. Sektör, hedef kitle, anahtar kelime ve web sitenizin analiz edilmesi sayesinde organik trafiğinizin olabildiğince arttırmak ve tüm arama motorları sıralamalarında daha yukarılara çıkarılmasını hedeflenmektedir. Tüm Site İçi SEO çalışmaların sonucunda da kaliteli ve optimize edilmiş kodların kullanıldığı bir web sitesi ile müşteri sayınızın ve iş potansiyelinizin artması sağlanır. Aynı zamanda Site İçi SEO düzenlemelerinin yapılması işlerinizi tanıtmak için yapacağınız diğer hareketleri de minimum düzeye indirir. Çünkü aramalarda iyi optimize edilerek yukarılarda çıkan kaliteli bir site; müşterinin sizi fark etmesini sağlayacak, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi ilk elden görme fırsatını sağlayacaktır.

Site İçi SEO Çalışmalarında Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Alan adı (domain) yaşı, site geçmişi ve domain kayıt süresinin kaç yıllık yapıldığı,
  • Kullanılan sunucunun kalitesi, lokasyonu ve güvenliği,
  • Sunucu ve sitenize ait IP,
  • Sitenin yazılım altyapısı, temiz kodla yazılmış olması, kurallara göre optimize edilmesi ve SEO dostu, olması,
  • Mobil uyumlu olması,
  • SSL sertifikasına sahip olması,
  • Site içerikleri ve görsellerin orijinal (özgün) olması,
  • Sosyal medya ve benzeri platformlarda site yayınlarının düzenli ve nitelikli şekilde imlenmesi,
  • Meta, Title gibi etiketlerin düzgün olması,
  • Web sayfasının açılış hızının Google Page Speed kriterlerine uygun olması gerekmektedir.

Ayrıca ziyaretçinin sitede kalma ve farklı sayfalara geçiş oranları gibi parametreler de Site İçi SEO açısından göz önünde bulundurulmalı ve önemsenmelidir. Özetlemek gerekirse site içi optimizasyon çalışmalarında; yapılan analizler sayesinde web sitenizdeki sorunlar tespit edilmeli ve arama motorlarının web sitenizin ne ile alakalı olduğunu anlaması sağlanmalıdır. Kaliteli içerikler üreterek içerikleriniz kullanıcı ve arama motoru dostu olacak şekilde düzenlenmeli. Bu çalışmalar sonunda, web siteniz arama motoru sıralamalarında maksimum düzeyde yukarılara çıkacaktır.

DEVAMINI OKU
İsmail Bayram EŞİT 8 Ocak 2021 0 Yorum
SEOWebYazılım

Sitenizin Hızını Etkileyen 10 Faktör

Sitenizin hızlı olmasının aramalarda sizin üst sıralarda olmanızda %40’lık fark sağladığını biliyormuydunuz?

DEVAMINI OKU
İsmail Bayram EŞİT 28 Aralık 2020 0 Yorum
Kategoriler
  • Donanım 3
  • Firewall 1
  • Firewall 4
  • Genel 1
  • Masaüstü 17
  • Mobil 14
  • NFT 1
  • SEO 10
  • Sosyal Medya 2
  • SSL 6
  • Sunucu – Server 35
  • Sunucu Server 4
  • Web 57
  • Yazılım 66
Son Yazılar
  • DOM (Belge Nesne Modeli) Nedir?
    4 Mayıs 2023
  • SQLite Nedir? Avanajları ve Dezavantajları Nelerdir?
    4 Mayıs 2023
  • SAR NEDİR? ZARARLI MIDIR? NASIL ÖLÇÜLÜR?
    4 Mayıs 2023
  • 5G Nedir? Nasıl Çalışır? Avantajları Nelerdir?
    4 Mayıs 2023

Yazılım ve Donanım Alanlarındaki Hizmet Ağımızı Genişleterek Çok Geniş Kapsamlarda Hizmetler Sunmaya ve Sunduğumuz Hizmetleri Sürekli Olarak Geliştirmeye Devam Etmekteyiz. İLK-SER Bilişim Servisi Olarak Online Gelecekte Yenilikler ve Farklılıklarla Kalitemizi Arttırıyoruz.

İLK-SER Bilişim

  • Kullanım Koşulları
  • Hakkımızda
  • Portföy
  • Künye
  • Blog
  • Forum
  • Ekibimiz

İLK-SER Politikalar

  • Şikayet Yönetim Politikası
  • Bilgi Merkezi Politikası
  • İnsan Kaynakları Politikası
  • Çerez Politikası
  • Kalite Politikası
  • Gizlilik ve Güvenlik Politikası
  • Geri Ödeme ve İade Politikası

İLK-SER İş Ortaklığı

  • İş Ortaklarımız
  • İş Ortaklığı Rehberi
  • İş Ortaklığı Başvurusu
  • İş Başvuru Sayfası

İLK-SER Kurumsal

  • Vizyon - Misyon
  • Temel ve Etik Değerlerimiz
  • Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

İLK-SER Destek

  • Sıkça Sorulan Sorular - SSS
  • Lisanssız Kullanım Bildirme
  • Geri Bildirim - Şikayet
  • İletişim
  • Teklif Al

Copyright © 2023 İLK-SER Bilişim Servisi Tüm Hakları Saklıdır.